Esenyurt Masaj Salonu-Beyza Hanım

Esenyurt Masaj Salonu-Beyza Hanım

Esenyurt Masaj Salonu-Beyza Hanım “Tanrım, ” dedi kesik kesik. “Bana neler oluyor?” “Önemli deÄŸil, Turner, ” dedi Olivia yatıştırıcı bir ses tonuyla. “Bu ÅŸekilde davranman çok düzgüsel.” “Hayır, buna hakkım yok. Onun için metin olmam gerekirken buna hakkım yok.” Odaya döndü ve gidip gene karısının yanına oturdu. “Åžu an ben önemli deÄŸilim, ” diye mırıldandı, istem dışı yutkunuyordu. “Miranda dışında hiç bir ÅŸeyin önemi yok.

Sulu gözlü bir hizmetçi odaya girdi, elinde mumlar vardı. “Hepsini yak, ” diye emretti Turner. “Buranın gün ÅŸeklinde aydınlık olmasını isterim. Duydun mu? Gün benzer biçimde aydınlık.” Miranda’ya döndü ve yavaşça elini alnına koydu. “O hep güneÅŸli günleri severdi.” korkudan kendini tuttu, endiÅŸeyle kız kardeÅŸine baktı. “kısaca – o güneÅŸli günleri çok sever de.” KardeÅŸini böylesine kederli bir durumda görmeye dayanamayan Olivia, başını salladı ve sessizce oradan ayrıldı. Bir kaç saat sonra kucağında yumuÅŸak pembe bir battaniyeden yapılmış minik bir kundakla Leydi Rudland odaya girdi.

Esenyurt Masaj Salonu-Beyza Hanım

Esenyurt Masaj Salonu-Beyza Hanım Bak sana kızını getirdim, ” dedi yumuÅŸak bir sesle. Turner dönüp baktı, bu minnacık kiÅŸinin varlığını bütünüyle unutabilmesine ÅŸaÅŸkınlık etti. İnanmayan gözlerle ona baktı. “Ne kadar da minik.” anası gülümsedi. “Bebekler çoÄŸu zaman bu ÅŸekilde olur.” “Biliyorum fakat… Åžuna bak.” iÅŸaret parmağını onun eline verdi. Minnacık parmaklar ÅŸaşırtıcı bir güçle onu kavradı. Turner başını kaldırıp annesine baktı, bu yeni can kasvetli yüzünde belirgin bir ÅŸaÅŸkınlık rüzgârı estirmiÅŸti. “Onu tutabilir miyim?” “elbet.” Leydi Rudland kundağı onun kollarına yerleÅŸtirdi. “O senin, biliyorsun.” “Benim, deÄŸil mi?” BebeÄŸin pembe yüzüne baktı ve burnuna dokundu. “Nasılsın? Dünyaya hoÅŸ geldin, küçük kız.” sonrasında yeniden annesine baktı.

Ne zamana kadar böyle küçük duracak bu?” “Bilmiyorum. Minimumından bir süre bu ÅŸekilde kalır, ” dedi ve pencereye gitti, perdeleri yarıya kadar çekti. “GüneÅŸ doÄŸuyor. Olivia odada biraz daha ışık istediÄŸini söylemiÅŸ oldu.” Turner başını salladı, gözlerini kızından alamıyordu. Annesi, pencereyle uÄŸraÅŸmayı tamamladı ve oÄŸluna geri döndü. “Aaa Turner… Gözleri kahverengi bunun.” “Öyle mi?” Döndü ve tekrar bebeÄŸe baktı.